5 Eylül 2011 Pazartesi

Günaydın Dünya Ben De Yeni Uyanmıştım..


Bu zamana kadar hep boş şeylere gözyaşı dökmüşüm.. Bunu geç anladım belki, bilmiyorum belki de tam zamanında ya da her şeyin daha başındayken anladım. Ne zaman anladığımın bir önemi yok aslında. Önemli olan er ya da geç anlamam ve bir daha boş şeyler uğruna gözyaşı dökmeyeceğime söz vermem..

Bunu çok acı bir şekilde fark ettim aslında. İlkokuldan liseye kadar hep dip dibe olduğumuz ve farklı lisede olmamıza rağmen birbirimizi unutmadığımız canım arkadaşımı bir trafik kazasında kaybettim..

Eylül ayını severim, hava hep güzel gelir bana ne sıcak ne soğuk, tam kıvamında yani. Yapraklar yavaş yavaş sararır ve en sevdiğim diğer ay gelir yapraklar dökülmeye başladığında.

Sevdiğim eylül ayının ilk günü çok sevdiğim canım arkadaşımı bayram dönüşü kaybettim. Bunu öğrendiğim anda beynim durdu sanki. Söyleyene sadece ''Ne?'' dedim. Algılama sorunu yaşadım o an. Söylediğini tekrarladı ve inanmadım. Başladım gülmeye, ''ne biçim şaka yapıyorsun kızım sen? Böyle şaka mı olur?'' dedim. Sonradan şaka olmadığını anladım. Beynimde karıncalar gezdi
ilk önce, sonra bir sıcaklık yayıldı kafamda.. Ellerim zangır zangır titredi ve sıra göz yaşlarıma geldi. O kadar kötü oldu ki içim, karardı resmen..

O an ne düşündüğümü hatırlamıyorum. Islanmış yastığımdan başımı kaldırmış çevreme bakındım. Odamdaydım. Pikemi boğazıma, bacaklarımı karnıma kadar çekmiş öylece duruyordum. Zate

n insan kendini çaresiz hissettiğinde ilk önce annesini aramaz mı yanında? Benim annem benden 330 kilometre uzaktaydı, onu arayıp kötü haberi verdim sesi her ne kadar hüzünlü çıksa da içimi rahatlattı. Ama yokluğunda kendimden geçmişken cenin gibi duruyordum. O huzuru arıyordum herhalde. Kafam bomboştu. Hiçbir şey düşünmüyordum.

Düşünmek de istemiyordum. Böyle bir durumdayken çizgi filmlerde olur ya hani kahramanın aklına bir fikir gelir ve ampul yana başının üzerinde sanki o ampul benim beynimde yandı. Hayatın her şeye rağmen güzel olduğunu ve insandan önemli bir şey olmadığını anladım.

Bu yüzden kimsenin kalbini kırmamaya daha çok dikkat edeceğim. Ama ilk önce kendimden başlayacağım.. Beni zen insanlardan olabildiğimce uzak duracağım ve kendimi üzmeyeceğim onlar için. Beni sevenlere zaman ayırıp sevmeyenleri göz ardı edeceğim. Yoksa bu hayat çekilmez.. Hani hep derler ya dünyanın kaç bucak olduğunu acı çektiğinde anlarsın diye. Anladım. Acılar ve uykular büyütürmüş insanı. Bende büyüyorum yavaştan. Günaydın zalim ama bir o kadar da tatlı dünya, karşılıklı bir kahveye ne dersin? Ben de yeni uyanmıştım zaten..

Yazının şarkısı yokluğunu hala kavrayamadığım melek yüzlü canım arkadaşım için gelsin.. http://www.youtube.com/watch?v=HJZayBiffyo

Bambaşkaydın sen. Bir tanemdin, ne temiz bir kalbin vardı senin, ne kadar uzak olsak da bir o kadar da yakındık. Kimseyi üzmeyen melek arkadaşım, hep şaşırırdım, bu kız nasıl bu kadar iyi olabiliyor, diye. Seni asla unutmayacağım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder